21 Eylül 2024, Nippes
Alemlerden bir Alem- Rüya
Rüyanın başında gerçeklik testi yapmadan rüyada olduğumu anlayıp yukarıya doğru süzülmeye başlıyorum. Çok garip! Lusid rüyalarımda genelde olduğu gibi, kapalı kapı, duvar gibi engelleri kolaylıkla değil, zorlanarak aşıyorum. Nasıl bir zorlanma bu? Ayrıntıları tam hatırlamıyorum. Ama doğrudan ilk denemede içinden geçme şeklinde olmuyor. İkinci bir deneme, ya da çok büyük bir özen ve dikkat gerekiyor.
İşte böyle birkaç engeli aşarken aslında bu zorlanmaların beni uyandırması gerekir diye düşünüyor ve enerjimin yüksek olduğunu hissediyorum. Nihayet kapalı mekanları aşıyorum.
İşte İstanbul kanatlarımın altında. İstanbul işte, manzaradan söz etmeye gerek yok. Sur içi semaları ve yanılmıyorsam Sarayburnu civarına yaklaşıyorum. Sahilden önceki paralel caddede bir mekâna giriyorum. Büyük ve karışık bir mekân. Bak sen! Burası lunaparklarda kullanılan renkli araçların yapıldığı bir imalathaneymiş. Tek tük İnsanlar var. Aklımdan bir deneme yapmak geçiyor. Acaba beni görebiliyorlar mı? bir işçinin önüne inip, onun dikkatini çekmek için hareketler yapıyorum. Hayır, göremiyor. İşte o andan itibaren bunun bir rüya değil de astral bir yolculuk olabileceğini düşünüyorum. Hangi mantıkla bu düşünceye vardığımı bilmiyorum.
Bu düşünceyle caddeye çıkıyorum. Aklımda aynı düşünce… dahası uyandıktan sonra bu mekânın İstanbul’daki varlığını kontrol etme fikri doğuyor. Bu amaçla yolun karşısından binaya bakıyorum. Binanın üzerinde adını şimdi hatırlayamadığım bir sokak ismi ve 30- 37 numaraları var. Evet bunu kontrol edebilirim derken uyanıyorum.
Uyandığımda rüyanın ‘büyüklüğü’ karşısında şaşkınlık yaşıyorum. 30- 37 numaralarının, yani bir çift ve bir tek rakamın alışıldık adres olamayacağını ancak şimdi anlıyorum.
Rüyanın lusid durumlarda gerekli olan büyük enerjiyi rahatlıkla karşılayabilmesinin dünkü Yaoga- Nidra ve Drahana çalışmalarıyla ilgili olabileceğini düşünüyorum.