Köln Notları, Maske Yerine Bıyık ve Ballanan Memeler
Köln’de toplu ulaşımda hala maske zorunluluğu var. Bana yok. (Yok işte) Sık sık da otomatik anonsla yüzünüzün poşetlenmesin gerektiği hatırlatılır…
Bana ücretsiz olduğu halde pek ender kullanıyorum metroyu, otobüsü felan. Ancak çoook yorgun olursam yahut da hava çok ıslak olursa ancak o zaman. Onun dışında beni bir yerden bir yere bisikletim götürür. (Canım benim)
Neyse işte geçen gün metroda oturuyorum. Durakta yaşlı bir amca içeriye maskesiz girince dikkatimi celb etti. (Ne laf ama:) Amca oldukça yaşlı ve zorlukla yürüyor. Araç ivmelenince (bu da iyi laf walla)amca sendeledi, ben bir refleksle sırtından destek oldum, o da koltuğa tutundu ve düşmedi.
Oturdu, bana teşekkür etti ve sonra sanırım beni maskesiz gördüğü için kendi maskesizliğini hatırladı ve telaşla maskesini çıkarıp taktı.
Sonra bana dönerek (tabii Alamanca olarak) “maskeniz yok” dedi. Ben de karşılık olarak gülümseyip “Ben onun yerine bıyık taktım” deyiverdim.
Amca çok küçük bir şaşkınlıktan sonra benim cümlemi bir kaç defa tekrarlayarak uzun uzun güldü.
Benimle tartışmayıp, acip triplere girmeyen o amca iyi ve akıllı bir adamdı. Sevdim onu. Aklıma Amfi’de maske zorunluluğu olmadığı halde o torbayı takarak bütün sorulara gayretle cevap veren, ama maskeyi indirip yanındaki plastik şişeyi kafaya dikecek kadar uzaktan kumandayla şekillenen tipler geldi…
Sürü psikolojisi midir, 100. maymun fenomeni midir (öyle bir efsane var, bak öğren ne olduğunu) son günlerde dikkatimi çeken bir şey daha var.
Kışları ara ara saunaya giderim. Seanslardan birinde vücuda sürülmesi için bal dağıtılır. Bu balı biz erkekler rahat rahat her bi tarafımıza sürerken, kadınların bikini bölgelerini atladıkları hep dikkatimi çekmiştir. Özellikle dikizlememe gerek yok, çünkü bilenler bilir, Köln’deki bu sauna seanslarında özellikle hafta sonları yer bulmak bile zordur ve neredeyse birbirine dokunacak yakınlıkta tıkış tıkış oturursun. Ayrıca serde yazarlık olduğu için elbette bir işim de insanları ve olayları gözlemlemektir…
Bilmeyenler vardır, bu sauna seansı nedir kısaca anlatayım. Benim gittiğim takıldığım cafeye yakın, büyük, tarihi bir wellness merkezi. Her yarım saatte bir bazen de saat başı bu seanslar yapılır. İçeriye doluştuktan sonra seansı yapacak genelde genç bir erkek ya da kadın kapıyı kapatır, kısa bir açıklama yaparak seans hakkında bilgi verir, dayanamayanların her an odayı terkedebileceklerini hatırlatır.
Kapı kapandıktan sonra içeriye yeni giriş kabul edilmez. Eleman bir aromayı, mesela mentol ya da kekik gibi bir şeyi ateşe döker ve yelpazeleme işini yaparak terleme etkisini arttırır. Seans yaklaşık on dakika sürer. Eğer bal ya da başka bir şey dağıtılacaksa genelde zaman olarak tam yarıda bu dağıtım yapılır. Bu terleme odaları genelde mini bir Amfitiyatro biçimendedir. Üçer sıra karşılıklı bank ve sahne yerine de ateşgahı düşünün. Isı 70 ila 90 santigrat derece arasında olabilir. Eee tabi hatırlatmaya gerek yok herkes cıbıldaktır.
Neyse bu kadar açıklama yeter. Olay şu: Son iki sefer dikkatimi çekti, kadınlar artık çok rahat bir biçimde çekinmeden memelerini de ballıyorlar. Biri ikisi değil hepsi yapıyor.
Soru şu: Bunu konuşup kararlaştırmış olamayacaklarına göre bu mekanizma nasıl işliyor ve nasıl bu kadar çabuk yayılıyor? Ayrı ayrı gün ve seanslarda gözlemlediğim için birbirine bakarak da pek olamaz hani. Yani bu sonuncu biraz vardır tabii, lakin durumun bu radikal ve toplu dönüşümünü pek açıklamıyor gene de bana göre.